Klavye Özgürlüğü
"Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013'te yayımlanan genelgeyle kamu kurumlarında "F" klavye kullanılmasının zorunlu hale getirildiğini söyledi.
Mevcut klavyelerin 2017 sonu itibarıyla "F" olanıyla değiştirileceğini bildiren Erdem, "Tabletler dağıtılıyor, Türkiye'de 15 milyon öğrenci var. F klavye ciddi şekilde yaygınlaşacak. Q klavye milletimizin tercihi değil, bir dayatmanın sonucudur. Türkiye'ye ithal edilecek daktilolar F oluyordu. İş bilgisayara geçince bu delindi. Bugüne kadar bir düzenleme yapılamadığı için bu yanlış klavye, istesek de istemesek de yaygınlaştı"
Ve F klavyenin faydalarını sayarak devam ediyordu. Göz sağlığı ve ortopedi alanlarında insanlara katkı sağlıyormuş, omurgaya iyi geliyormuş, bel ağrılarına vs F klayvenin faydaları saymakla bitmiyormuş. Meğer bu klavye değil bildiğin Doktor Civanım filmindeki itboğan otuymuş. Belki çocuk sahibi olmayanları da çocuk sahibi yapıyordur.
F klavyenin bu faydalarını saydıktan sonra bir de bunu mantıklı bir nedene dayandırıyordu Sayın Ekrem Erdem Bey. Meğer Q klavye ile yazarken tuşlara bakmadan yazılmıyormuş. Göz sağlığına zararlı olması da buradan geliyormuş.
Duygu yoğunluğu yaşamamın nedenine gelince, bizim kasaba meydanındaki Atatürk heykeli aklıma geldi. Her seçim sonrası bir farklı şekle bürünüyor. Yani yeni seçilen her belediye başkanı heykeli bir başka şekilde yeniden yapılandırıyor. Ben de her seçimden sonra kasabamdaki Atatürk heykelinin eski halini özlerim ve doğal olarak da duygulanırım. Heykelin seçim sonrası değiştirilmesi meselesine gelince yeni başkan eski başkanın yaptığı şeylerin izini silmek istiyor. Kendi egosunu tatmin etmek istiyor. Şimdi Sayın Vekilim Q klavyeye dayatma deyip F klavyeyi dayatacaklarını söyleyince ben de ne bileyim öyle bir duygulandım. Şimdi sizlere kısa klavye hikayesi anlatmak istiyorum.
Adı Ali, Erzincan Üniversitesi MYO'unda Adalet okumuş. Kpss sınavında belli bir puan almış ve şimdi bir amacı var, katip olabilmek. Ali'nin katip olabilmesi için klavye sınavından geçer not alması gerekiyor. Sınavda geçer not almak ise dakikada kaç kelime yazacağına bağlı. Bunun için Ali on parmak oyunları oynuyor. Kendini on parmak yazma konusunda baya bir geliştirmiş. Uzaktan yazı yazma şeklini görseniz acaba bu hacker mı diye düşünürsünüz. Çünkü Ali klavye de yazı yazarken Ali'nin parmakları görünmüyor.
Aradan bir hayli zaman geçiyor. Nihayet sınav günü geliyor. Ali sınava giriyor ve çıkıyor. Ali üzgün. Niye diye sormayın çünkü Ali'nin önüne F klavye koymuşlar. Oysa Ali Q klavye çalışmıştı. Ali'nin bunca emeği boşa gitti.
Ha unutmadan söyleyeyim de bu hikaye tamamen kurgudan ibaret. Sadece olası bir duruma dikkat çekmek istedim. Benim için F klavye olmuş Q klavye olmuş açıkçası pek de önemli değil. Benim eleştirdiğim nokta şu ki neden bizler millet olarak bazı şeyleri hep bir dayatma olarak yapıyoruz? Neden bizlere bir tercih ya da seçme hakkı tanınmıyor? Mesela ben q klayyede on parmak yazıyorum. Ama birileri bana f klavyeyi dayatsa tabi ki de yazamam. Ya da bilgisayarın giriş dilini değiştirir f klavye ile q yazmaya devam ederim. Çünkü ben böyle gördüm ama keşke bana bir tercih sunulsaydı. Okullarda hem q hem de f klavye olsaydı. Öğrenci kendi klavye türünü belirleseydi bence mükemmel olurdu. Sayın Erdem Bey'e şunu söylemek isterim. Bakınız Sayın Erdem Bey, ben bu yazıyı q klavye kullanarak on parmak ve klavyeye hiç bakmadan yazdım. Senin mantığına göre gözlük kullanmamam gerekiyor.
Klavye özgürlüğü istiyoruz desem kimler katılır? Çünkü yazılan dil aynı dil, yazılan metin aynı metin, kullanılan harfler aynı harfler. Farklı olan klavyenin f ya da q olması. Bırakın insanlar neyle yazmak istiyorsa onunla yazsın. Hangisine alıştıysa öyle gitsin. Sağlığa faydalı klavye mi olurmuş? Hepsi aynı düzen. O dayatma yaptıysa neden sen de dayatma yapıyorsun?
Şöyle bir hayıflanmak kerekirse; hangi klavye türüyle yazmamız gerektiğini tartışmak yerine okullarda hangi programlama dillerini öğretsek faydalı olur, Pardüs'ün geleceği için neler yapabiliriz. Ya da bunu daha da ileriye götürerek tamamen kendi işletim sistemimizi kendi çekirdeğinde -Linux'e bağlı kalmadan- nasıl oluşturabiliriz? Kendi milli programlama dilimizi yazabilir miyiz? diye tartışsaydık keşke. Keşke ülkemizi nasıl daha güvenli hale getirebiliriz, Nasıl teknolojiye hakim olabiliriz diye tartışsaydık. Ülkemizde üretimi nasıl arttırabiliriz, ekonomiyi nasıl düzeltebiliriz, fakirliği nasıl kaldırabiliriz diye tartışsaydık. Aman ne bileyim belki de bunları tartışmak gereksizdir belki de yarın f klavye gelir de tüm çözer. Öyle umut ediyorum....
Yorumlar
Yorum Gönder