Dil ve Teknoloji
Dil, insanların duygu ve düşüncelerini başkalarıyla sözlü ve yazılı olarak paylaşmak için kullandığı bir araç değildir sadece… İletişim dilin temel fonksiyonudur, evet kabul ediyorum. Dil olmazsa insanlar anlaşamaz doğrudur. Dil bir sözdür, evet. İstersen sen, sözünü söyleyerek istersen de yazarak aktarırsın, bir sözüm yok. Ama dilin tek işlevi, tek fonksiyonu iletişim midir? Senin duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşmaktan çok daha fazlasıdır, dil. Emin ol!
Dil kültürün bir aynasıdır. Dil var olmanın bir göstergesidir, aslında. Ben geçmişte vardım, şimdi de varım demektir. Ama senin geçmişteki varlığın ve şimdi var olman gelecekte de var olacağın anlamına gelmiyor, maalesef. Diller de insanlar gibidir demeyeceğim. Bir dil doğar, gelişir, büyür, ölebilir ama sahiplenildiği süre kesinlikle bir dil ölmez. Dilin ölebilmesi için önce o dili yaşatan kültür muhitinin ölmesi gerekecektir.
Benim dilim Türkçedir. Geçmişte atalarım Türkçe konuşmuş ve ben bu yazıyı Türkçe yazdım. Demek ki Türkçe yaşıyor. Ancak Türkçenin geleceği konusunda bir şey diyemeyeceğim. Çünkü dilimiz sahiplenilmiyor. Sahiplenilmiyor derken sokak tabelalarındaki Türkçe katliamından bahsetmeyeceğim. Gülşen’in “gülshen“ şeklinde yazılmasından da bahsetmeyeceğim. Günlük konuşma dilinde iki yüz kelimenin üzerine çıkamadığımızdan hiç söz etmeyeceğim. Türkçeye sahip çıkmak için onun kural ve kaidelerine uymak gerektiğini de söylemeyeceğim. Çünkü bunları dile getirmek dilin sadece, duygu ve düşünceleri aktarmaya yarayan bir araç olduğuna inanmaktır. Oysa ben daha fazlasına inanıyorum.
Güzel Türkçemizin bugün konuşuluyor ve onun ileride de konuşulması için millet olarak bizlere ve devletimize çok şey düşüyor. Bu çok şey sadece edebi değerlerimize, tarihimize sahip çıkmak da değil. Ben sizlere daha farklı şeylerden bahsedeceğim.
Eğer ki biz dilimize sahip çıkmak istiyorsak öncelikle bilime ve teknolojiye hâkim ve sahip olmamız gerekiyor. Bakın şöyle izah edeyim. Bugün ülkemizde tıp dili diye Latince terimler kullanılıyor. Neden? Yoksa biz “İnterstisyum” yerine “aradoku” ya da “hücre” yerine “göze” diyemez miyiz? Türkçe bilim dili olmak için yeterli bir dil değil midir? Neden Türkçenin fakir olması değil arkadaşlar. Aksine Türkçe çok zengin bir dildir. Türkçe eklemeli bir dil olduğu için kelime üretmede üzerine başka dil yoktur. Öyleyse sebep nedir biliyor musunuz? Bizim ileriyi düşünüyor olmamamızdan öte bir sebep olamaz.
Dilimizi korumanın yolu teknoloji üretmekten geçiyor. Bakın bugün biz ne kadar üretebiliyoruz ve neredeyiz. Ben söyleyeyim mi? Bugün biz üreten milletlerin dillerini öğrenmek zorundayız ve tam bir özentiyiz; hiç kusura bakmayın, alınmayın, çünkü ben de buna dâhilim.
Bugün bir işlemci üretemiyoruz ve işlemci üretenlerin dilini öğrenmek zorundayız. Bugün araba üretemiyoruz ve araba üreten ülkelerin dilini bilmek zorundayız. Üretmeye kalksan yine onların dilini bilmek zorundayız. Çünkü o teknoloji artık onlarla bütünleşmiş. Bugün neden bilgisayar deyince aklımıza ilk gelen ülkeler Japonya, Amerika? Bilgisayar programı yazmak istesek Visual Basic, Java, C, C++, PHP, Delphi ya da en azından Python bilmek zorunluluğumuz var. Neden diye sormayacağım çünkü bizim bir programlama dilimiz yok! Ne alaka diyeceksiniz konuşma diliyle programlama dili belki de ama demeyin çok alaka. Programlama dilleri insanlar tarafından oluşturulmuş suni dillerdir. Bu saydığım dilleri oluşturan insanlarda Amerikalıdır ve bu dillerin temeli İngilizcedir. Bugün İngilizcenin önemli bir dil olması işte bundan –bundan derken sadece programlama dillerini kastetmiyorum. Bilim ve teknolojiden- kaynaklanıyor. İngilizce özentiliğinin temelinde işte bu var. Sokak tabelalarının, dükkân adlarının İngilizce olmasının ya da bu ve benzeri durumlardaki İngilizce özentiliğinin nedeni işte budur. İşte sen Gökçe’yi bu yüzden "gokche" yazma eğilimindesin.
Ben lafı fazla uzatmayayım sanırım anlatmak istediğim anlaşıldı. Bu konuda önce devletimizin sonra vatandaşların yani bizlerin bilinçli ve duyarlı olması gerekiyor. Bir dili sahiplenmek demek o dilin edebiyatından, tarihinden çok daha fazlası emin olun. Eğer bizde bu bilinç olmazsa Roman kahramanlarının karakterlerini ya da romanlardaki olayları tartışarak Türkçeye sahip çıktığımızı sanmaya devam ederiz. Ve kendimizle gurur duyarız. Çünkü düşünce yapımız şu olacak. Dilimiz yozlaşıyor ve ben onu müdafaa ediyorum. Okuyorum, dilimin sahipliğini yapıyorum. Ama maalesef üretemiyoruz be kardeşim. Keşke okumak yetseydi.
Bu yazımda teknoloji ve dil ilişkisinden bahsettim. Ama onun öncesinde dilin aslında bir kültür hazinesi olduğunun vurgusunu yaptım. Türkçenin köklü bir dil olduğunu söyledim. Geçmişten günümüze değin geldiğini belirttim. Ve Türkçeye çıkmanın üretmekten geçtiğine şart koştum. Son olarak hatırlatayım, teknolojiye sahip olmak aslında o teknolojiyi üreten kültürün diline sahip olmaktır. Neden Türkçemiz sonsuza dek yaşamasın ki?
Yorumlar
Yorum Gönder